Öfke Kontrolü Problemi

Öfke kontrol bozukluğu yaşıyor olabilir misiniz?

Öfke; en genel tanımıyla incinme ve engelleme gibi durumlarda hissedilen saldırganlık dürtüsü/hissi veya kızgınlık anlamına geliyor. Başkalarıyla her daim ilişki içinde olan insanlar olarak hepimiz zaman zaman belli durumlar karşısında öfkeli hissedebiliriz. Gün içinde canımızı sıkan pek çok olay yaşayabiliriz. Bu can sıkıcı durumlar bazen aşırı yoğun bir trafik olabileceği gibi, bazen de iş ortamında dengesiz ve ölçüsüz davranan bir çalışma arkadaşı veya sevgilimiz/eşimiz, anne/babamız/çocuğumuz da olabilir. Beklentilerin karşılanmaması, engellenmiş hissetme, endişe, yalnızlık, korku, güvensizlik, hayal kırıklığı, haksızlıklara uğrama veya saygısızlığa maruz kalma gibi birçok durum, öfke duygusunun kontrol altında tutulamadan açığa çıkmasına yol açabilir.

İnsanların canlarını, mallarını, fiziksel, psikolojik ve kişisel sınırlarını korumaları için belli bir miktar öfke duygusuna ihtiyaçları vardır. Bizi rahatsız eden durumlar karşısında öfkeli hissetmemiz ve bazen öfke nöbeti geçirmemiz son derece normal ve sağlıklıdır.

Ancak öfke kontrol edilemediğinde, kişinin hem iş hayatında hem de sosyal yaşamında ciddi sorunların yaşanmasına ve başkasına zarar vermesine neden olabilir. Örneğin, kişi öfkesini kontrol edemeyerek sözel ve fiziksel şiddet uyguluyorsa, burada kontrol edilemeyen bir öfke sorununun varlığından bahsedilebilir. Aynı şekilde kişi ne yaşarsa yaşasın, ne kadar öfkelenirse öfkelensin, sırf etrafındakileri kırmak veya yanlış anlaşılmak istemediği için tüm rahatsızlıklarını içine atıyor ve hiç tepki veremiyorsa, burada da bir sorunun varlığından söz edilebilir.

Öfke kontrolü; geçmiş ve çocukluk yaşantılarına bağlı ihmal, terk edilme ve fiziksel şiddet gibi psikolojik travmalar, bireyin bakım verenleri ve ilişkide bulunduğu kişilerarası alanlarda benliğinin, duygularının, kimliklerinin, varoluşsal değerlerinin onaylanmaması, ilişkisel travmalar ve disasosiyatif çözülme durumları en nihayetinde duyguların regüle edilememesiyle sonuçlanır. Duyguların regüle edilememesi öfkenin kontrol edilememesinide birlikte getirir çünkü öfke bir duygudur. Bu durum sadece öfkenin kontrol edilememesinden ziyade, diğer 7 temel duygu olan (Neşe, Korku, Utanç, Tiksinti, Coşku, Üzüntü, Şaşkınlık) duygularının  da abartılı veya hiç yaşanamaması durumunu beraberinde getirir.

Bireylerin haz alma ihtiyacını engelleyen tüm olaylara veya kişilere karşı hissedebileceği bir duygu olan öfkeyi kontrol etmekteki temel hedef, bireylerin kendilerine ve etrafındakilere zarar vermeden öfkelerini ifade edebilme becerisine kavuşabilmelerini sağlamak olarak tanımlanabilir.

Öfke kontrol bozukluğunun nedenleri nelerdir?

Zihnimizde doğumdan itibaren öfke duyguları da dâhil 7 temel duygunun düşüncelerden bağımsız duygu şemaları bulunur. Bu duygu şemaları, yaşadığımız anıları duygularla kodlayarak belleğimize depolar. Çocukluğumuzdan itibaren ağırlıklı olarak aile yaşantıları kaynaklı gelişen bu kodlamaların ilişkisel travmalarda dahil olarak hatalı kodlanması sonucunda, birincil duygular kullanmamız gereken durumlarda ikincil ve üçüncül araçsal duyguların kullanımı söz konusu olabilir. Bu durum, “duygu regülasyon problemi” olarak adlandırılır. Bir duygu regülasyon problemi olarak tanımlanan öfke kontrol bozukluğu, kendini daha çok ilişkilerde ve iş yaşamında gösterir. Erkeklerde özellikle öfke olarak açığa çıkarken, kadınlarda öfkeye boşluk hisleri de eşlik eder. Öfke kontrol bozukluğunun pek çok nedeni olabilir. Bunlardan bazıları şöyle sıralanabilir:

  • Beynin ön bölgesinin bir işlevi olan öfke kontrolü çocukluk çağında başlar. Eğer çocuk bu yaşlarda ebeveynlerinden yanlış tutum ve davranışlar görmüşse (şiddet, bir tarafın aşırı pasif, diğer tarafın aşırı agresif olduğu yaşantılar vb.) veya okul çağında arkadaşları/öğretmenleri tarafından istenmemek/dışlanmak gibi davranışlara maruz kalmışsa, bu çocukta öfke kontrol bozukluğu yaşanması olasıdır.
  • Saldırganlık ve aşırı öfke gösteren kişiler incelendiğinde, (varsa) antisosyal kişilik bozukluğu, borderline kişilik bozukluğu, narsistik kişilik bozukluğu veya bipolar bozukluk gibi bazı psikolojik bozuklukların ve (varsa) bazı genetik faktörlerin ciddi anlamda etkisi olduğu bulgularına literatürde rastlanmıştır.
  • Çocukluk çağında veya ergenlikte yaşanan cinsel taciz vakaları da öfke kontrol bozukluğu yaşanmasına neden olabilir. Geçmiş travmatik yaşantı olarak nitelendirilebilecek bu durumların ardından kişilerde agresyon birikmesi nedeniyle şiddetli öfke patlaması nöbetleri ortaya çıkabilir.
  • Aşırı mükemmeliyetçilik de öfke kontrolü açısından sıkıntılar yaşanmasına sebebiyet verebilir. Bu kişiler, başarı konusunda üst düzey kriterler belirlediklerinden, hataya ve engellemelere karşı (hem kendilerine hem de çevrelerine) çok daha az anlayışlı olabilirler. Bu da kaygı bozukluklarına ve çeşitli öfke patlamalarına neden olabilir.

Öfkenin vücuda ne gibi etkileri olur?

Öfke, fiziksel bazı tepkilerin verilmesine de neden olur. Bunlardan bazıları şöyledir:

  • Yoğun gerginlik ve stres,
  • Kalp atışlarının hızlanması,
  • Kan basıncının yükselmesi,
  • Damar elastikiyetinin azalması,
  • Metabolizmanın bozulması,
  • Hormonal değişikliklerin yaşanması,
  • Ruh sağlığının etkilenmesi.

Öfke kontrol bozukluğu tedavi edilebilir mi?

Öfke kontrol bozukluğunun altında büyük çoğunlukla kişilikle ilintili problemler bulunur; sorunun çözümlenmesi için zaman ve kişilik alanlarında çalışma uzmanlığı bulunan bir psikoterapistten destek alınmalıdır. Uzman desteğiyle birlikte öfke kontrol bozukluğundan kurtulmak mümkündür.

Kişi, uzmandan alacağı destekle, kendisinde öfke yaratan durumları nasıl daha iyi ele alabileceğini keşfedebilir, kendisine özel tasarlanan davranış ve düşünce değiştirme yöntemleriyle sorunun üzerine bilinçli bir biçimde gidebilir, bilinçaltı/bilinçdışı çalışmaları ile sorunun kökenlerine dair çalışmalar ve duygulanım regülasyonu düzenleme çalışması sonucunda kendiliğin onarımı gerçekleşir ve bu yolla öfke kontrolü sağlanır.

İstanbul Şişli Nişantaşı merkezli danışmanlık merkezimizimizde Öfke kontrolü konusunda Psikoterapi hizmeti verilmektedir. Hemen bilgi ve randevu alabilirsiniz.

 

Yasal Uyarı: Bu yazı ile birlikte bu web sayfasındaki yazılı metinlerin tamamı tıbbi teşhis bilgisi, tıbbi tedavi bilgisi veya tıbbi önerme içermez. Psikoterapiye kabul için psikiyatri hekim yönlendirmesi talep edilebilir.