Kaygılarımızı ve endişelerimizi artıran olaylarla karşı karşıya kaldığımızda ister istemez bazı tepkiler veririz. İnsan, etrafındaki diğer bireylerle ve toplumla daima ilişki ve etkileşim içinde olan sosyal bir varlıktır. Dolayısıyla bazı sıkıntılar ve sorunlar nedeniyle telaşa kapılarak üzüntü, asabiyet gibi duygusal reaksiyonların yanı sıra kalp çarpıntısı veya aşırı terleme gibi bazı fiziksel tepkiler göstermemiz de olağandır.
Ancak eğer ortada herhangi bir tetikleyici durum yokken, bir anda ve istemsiz bir biçimde yoğun korku veya içsel sıkıntı hissiyle nefes daralması, göğüs ağrısı, titreme gibi bedensel tepkiler veriliyorsa ve ölüm korkusu, bayılma, çıldırmanın eşiğine gelme, kalp krizi veya felç geçirme gibi endişeler yaşanıyorsa panik atak rahatsızlığının varlığından şüphelenilmesi gerekir. Ruhsal bir bozukluk olarak tanımlanmayan panik atakları, kaygı bozukluğu biçiminde kendini gösterebilir.
Öte yandan, panik atakları depresyon bozukluğu, travma (örselenme) sonrası gerginlik bozukluğu gibi ruhsal bozukluklarda ve denge-duyum, kalp, solunum, mide veya bağırsak ile ilgili bazı sağlık problemlerinde de ortaya çıkabilir.
Panik bozukluk ise panik atak nöbetlerini de içinde barındıran daha geniş bir çerçevede değerlendirilmesi gereken bir rahatsızlıktır. Yaşattığı hisler son derece ürkütücü seyredebilen panik atak esnasında bireyler çoğu kez öleceklerinden dahi endişe ederek hastanelere başvurabilirler ve esasen pek çok kişi yaşam içinde bir veya iki kere panik atak rahatsızlığını yaşayabilir.
Burada dikkat edilmesi gereken husus şudur; kişi hayatının pek çok noktasında sıklıkla panik ataklarıyla karşı karşıya kalıyorsa, o zaman kişinin yaşadığı sıkıntının panik bozukluğu olduğu tespiti yapılabilir.
İstanbul Panik Atak Psikolog Tavsiyesi yazımızı da inceleyebilirsiniz.
Panik atak, dakikalar içinde en yüksek seviyeye ulaşan ve aşağıda ayrıntıları paylaşılan belirtilerden en az dördünü içeren, aşırı korku ve sıkıntı duygularının ortaya çıktığı bir durum olarak ifade edilebilir.
Panik atak, ataklardan en az birinden sonra, aşağıda sıralananlardan biri veya her ikisinin en az bir ay kadar devam etmesi şeklinde de görülebilir. Bu durumda kişinin her an panik atak geçireceğinden korkma endişesi hâkimdir.
Panik atakta unutulmaması gereken noktalardan biri, bu rahatsızlığın bir madde veya ilacın kötüye kullanımının ya da bir sağlık sorununun fizyolojiyle bağlantılı etkilerine bağlanamamasıdır. Yani kişilere genellikle tıbbi fiziksel muayeneler yapıldıktan sonra, yaşadıkları sorunun tıbbi bir nedeninin olmadığı, psikolojik bir durum olduğu bilgisi verilir. Panik atak şikâyetlerinde yüksek oranda agorafobinin de eşlik ettiği gözlemlenmektedir. Agorafobi en genel sözlük anlamıyla “alan korkusu” şeklinde tanımlanan bir anksiyete bozukluğudur. Atakların nerede ve ne zaman yeniden nüksedeceğinden emin olamayan kişiler zaman içinde tek başlarına evde kalamamaya, sokağa çıkamamaya, toplu taşıma araçlarını kullanamamaya, AVM veya pazarlardan uzak durmaya başlayabilirler. Yüksek düzeyde hissedilen bu endişe hali nedeniyle bireyler kapana kısılmış gibi hissedebilir, oldukları yerden kurtulamayacaklarını düşünebilir.
Kendi Kendinize Uygulayabileceğiniz Panik Atak Testi sayfamıza göz atabilirsiniz.
Toplumumuzda sıkça görülen bir rahatsızlık olan panik atağının ilk görüldüğü yaş aralığı genellikle 20 ila 35 yaş arası olarak tespit edilmiştir. Bu rahatsızlığın erkeklerde, kadınlara oranla daha az görüldüğü de yine araştırmalarda yer alan bilgiler arasındadır. Ebeveynlerden veya yakın çevreden sosyal modelleme yoluyla öğrenme, düşük benlik algısı, bilişsel çarpıtmalar, yetersizlik ve değersizlik temel inançları, erken çocukluk döneminde oluşmuş uyumsuz şemalar ve modlar, ikincil-üçüncül duyguların birincil duygular yerine kullanılması gibi unsurlar, panik atak sebepleri arasında sıralanabilir.
Panik Atak Nedir sayfamızdan da bilgi edinebilirsiniz.
Psikolojik sıkıntılar yaşadığınızı düşünüyor ve bu konuda bir çözüm arıyosanız Online Randevu sayfamızı inceleyerek randevu talebinizi oluşturabilirsiniz.
Panik atak, yaşayan için her ne kadar ıstıraplı ve iyileştirilmesi mümkün değilmiş gibi hissettiren bir rahatsızlık olsa da ne mutlu ki kişinin eski iyi haline dönmesi mümkündür. Bu rahatsızlığın iyileştirilmesi sürecinde ilaç tedavisinden faydalanıldığı gibi çeşitli psikoterapi yöntemlerinin de etkisinden yararlanılmaktadır. Psikoterapi yöntemleri sayesinde panik atağı iyileştirmede oldukça yüz güldürücü sonuçlar elde edilmektedir. Panik atak rahatsızlığının iyileştirilmesi sürecinde bilişsel davranışçı terapi ile birlikte psikodinamik psikoterapi, analitik yönelimli psikoterapi, duygu odaklı psikoterapiler ve eriksonian-optimum denge modeli psikoterapileri de kullanılabilmektedir.
Panik atak ve panik bozukluk psikoterapisinde önce kişinin varsa geçmişteki travma ve blokajları çalışılır. Emosyonel duygu düzenleme çalışmalarının ardından benlik değerini ve ego gücünü yükseltme çalışmalarıyla birlikte bireyin kimlikleri, anlamları, değerleri ve düşünce kalıpları üzerinde çalışmalar yapılarak kişinin ele alma, baş edebilme, yönetebilme kapasitelerinin geliştirilebilmesi gibi alanlara odaklanılır. Kişinin bireyselliğini kazanması, zihnen özgürleşmesi ve psikolojik olarak büyümesi sonucunda panik atak rahatsızlığı ortadan kalkar.
Eğer panik atak ya da anksiyete bozuklukları konusunda psikolog araştırıyorsanız hemen Özkan Yiğit’e ulaşabilirsiniz.
Yasal Uyarı: İlgili yazı tıbbi teşhis, tıbbi tedavi bilgisi veya tıbbi önerme içermez. Psikoterapiye kabul için psikiyatri hekim yönlendirmesi talep edilebilir.