Borderline kişilik bozuklukları alt kümesinde yer almakla birlikte görece daha stabil bir görünüm ve görece yüksek kariyere sahiptirler. Büyüklenmeci grandiyöz tavırları, belli bir kişi, aile, grup ya da kurumu aşırı derecede idealize etme yüceltme ve değersizleştirme (develüe etme) tutumları yüksektir.
Çocuklukta çok aşırı ya da çok az sevgi alınmıştır, değersizlik hisleri yüksektir, sevgi alma ve verme kapasiteleri kısıtlı, yaşamda kırılganlıkları yüksektir, kırıldıkları zaman ciddi dağılma reaksiyonlarıyla birlikte saldırgan tutumlar veya tam zıttı kutuba savrularak depresif reaksiyonlar gösterebilirler, partner problemleri, panik bozukluk, depresyon şikayetleri ile kliniğe müracatları yaygın olmakla birlikte kısa bir toparlanma sonrası terapiyi bırakma eğilimleri yüksektir.
Yüksek bir empatiyle karşısındaki kişi veya kişileri, kurumları hemen anlarlar; fakat sevgi almaverme kapasiteleri düşük olduğu için karşılarındaki bireylerin duygularına ve düşüncelerine değer vermezler. Küçümser, eş duyum yapamaz, çoğunlukla insanların acılarını ve sevinçlerini değersizleştirirler. Bu perspektiften bakınca karşısındaki insanın acısına üzülme, sevincine sevinme ile tanımlanan “sempati” yeteneği düşüktür diyebiliriz. Ancak sempati yeteneğini de hayranlık duyduğu, idealize ettiği insan, kurum veya toplulukları çok fazla yüceltmek, kötü taraflarını görmemek ve toz kondurmamak suretiyle kullanırlar. İç dünyasında kendisine karşı çok acımasız ve değersizleştirici olsa da, dış görünüşünde aynı sempatiyle yüceltmeyi kendisi ve partneri için de kullanır diyebiliriz. Sahip olduğu iş, başarı, güzellik veya kişisel özellikleri de hem kendi düşüncelerinde, hem de çevresine karşı olduğundan yüksek gösterme eğiliminde olup sürekli kendinden, anılarından başarılarından bahsederler. Zihinleri her zaman sınırsız güç, sınırsız zeka veya sınırsız güzellik hayalleri ve fantezileriyle meşguldür. Kendilerinin hayal ettiği şeylere başkaları sahip olduğu zaman büyük bir haset duygusu ve çekememezlik düşünceleri belirgin olarak ortaya çıkar. Sıklıkla insanların kendilerini kıskandıklarını söyleseler de bu çoğunlukla insanlara karşı kendi içlerindeki kıskançlığı bastırmak amaçlı kullanılan bir savunmadır.
Kararlılıkla terapiyi sürdürmeleri durumunda yaşamlarında ciddi değişimler gözlenir. Uzman Klinik Psikolog Özkan Yiğit Narsistik kişilik bozukluğu psikoterapisini etkili bir şekilde uygulamaktadır.
Aşağıdakilerden beşinin (ya da daha fazlasının) olması ile belirli, genç erişkinlik döneminde başlayan ve değişik koşullar altında ortaya çıkan, düşlerindeki veya davranışlarındaki üstünlük duygusu, beğenilme gereksinmesi ve empati yapamamanın sürekli olduğu bir örüntü:
Narsistik kişilik bozukluğuna sahip bireyler, kendini üstün kişiler olarak görme ve kendi çıkarları için insanları kullanma eğilimindedirler. Kendisinden başkasının duyguları veya düşünceleri onlar için bir anlam ifade etmemektedir. Bu kişiler, halk arasında saygısız davranışlar sergilemek ve empati yapamamakla suçlanabilirler.
Kişiler, problem yaratan tavırlarından vazgeçmeyerek bu konuda oldukça direnç göstermektedirler. Herhangi bir durumda, kendilerinde hata olma ihtimalini yok sayarak hatayı veya suçu karşı tarafta bulma konusunda oldukça ısrarcıdırlar. Kendilerine yapılan ufak bir yorum ve eleştiriye karşı, saldırgan ve kavgacı bir davranış sergileyebilirler. Ufacık bir durum bile onların tartışmaya girmesine hatta büyük kavgalara dönüşmesine olanak sağlayabilir.
Genellikle bu kişiler, kendinden oldukça emin görünen, kendine fazlasıyla değer verebilen ve çoğu zaman çevrenizde imrenerek baktığınız, yerinde olmak istediğiniz kişiler de olabilirler.
Kendine değer vermek, kendinden emin olmak hususunda, dışarıdan özgüvenleri oldukça yüksek olarak nitelendirilebilirler. Ancak durum zannettiğimiz gibi bir özgüven durumu olmamakla birlikte, bu tutumlar gündemimizin en büyük problemlerden biri olan kişilik bozukluklarının bir göstergesi olabilirler.
Narsistik kişilik bozukluğunun en belirgin özelliklerine birkaç madde ile değinecek olursak aşağıdaki ana öğeleri belirtebiliriz:
Kendi çıkarları için başka insanları kullanmaktan çekinmeme gibi çok belirgin tutumlar sergileyebilirler.
Narsistik kişilerde muhteşemlik algısı çok sık rastlanan özelliktir. Gündelik hayatlarında genellikle, kendilerinden bahsedilmesini ve başkaları tarafından övülmeyi çok severler. Fazlasıyla bencil ve ben merkezli tavırlar ile kendilerine bir hayran kitlesi oluşturmayı hedeflemektedirler. Bunun için ise bahsettiğimiz gibi başkalarını harcamaktan ve onlara duyguları yokmuşçasına davranmaktan asla çekinmezler. Diğerlerinden üstün oldukları algısına sahip oldukları için de yalnızca yüksek mevkili kişilerin kendisini anlayacağına inanmaktadırlar.
Narsistik bireyler, eleştiri kabul etmedikleri gibi bir de eleştiri yapanları kendilerine düşman bilirler. Bunun bir diğer nedeni ise, kendilerini eleştirilemeyecek kadar kusursuz ve üstün görmelerinden kaynaklanmaktadır. Başkalarının fikirleri, duyguları veya yorumları onlar için bir anlam ifade etmemektedir.
Narsistik kişilik bozukluğuna sebebiyet veren pek çok etken bulunmaktadır. En başta ailelerin tutum ve davranışları en etkili olan nedenler arasında gelmektedir. Anne ve babaları tarafından kabul görmeyen, onaylanmayan, yeteneksiz ve yetersiz bireyler olarak sınıflandırılan çocuklarda, ileri yaşlarda narsistik kişilik bozukluğu görülebilme potansiyeli oldukça fazladır. Yetersizlik kategorisinde anılmaya maruz kalan çocuklar, erişkinlik zamanlarında muhteşem benlik algısının onaylanmasının peşinde olacağı bir süreçten geçecektir. Bunun da hem çocuk hem de çevresindeki bireyler açısından oldukça yıpratıcı olacağı gözle görülür bir gerçektir.
Narsistik bireyler, kırılgan ve tutarsız kişiliklere sahip olmakta ve bu yüzden sürekli başkaları tarafından takdir edilme çabası sergilemekte, beğenilme gereksinimi duymaktadır. Bu kişilik bozukluğuna sahip bireyler araştırmacılara göre, erkeklerde kadınlara nazaran daha sık rastlanmaktadır. Bununla beraber narsistik kişilik bozuklukları, her yaştan bireylerde görülebilmektedir.
Bağımlı Depresif Kişilerin Cinsel Yaşamları blog yazımızdan da bilgi edinebilirsiniz.
Narsistik kişilik bozukluğu belirtilerine istinaden tanımlamasını ve terapi gereksinimi olduğunu, ancak uzman psikoterapist veya bir klinik psikolog yapabilir. Belirtiler incelenerek, kişilik bozukluğunun varlığı ortaya koyulurken, psikoterapist etkin rol oynamaktadır. Bu belirtiler de mükemmeliyetçilik, üstünlük, hatasızlık, empati kurmakta zorlanmak ve bunun bilincinde olmamak, sürekli dikkat çekmek ve çevresindeki kişilerin eleştirilerine karşı ilişkilerinde sıkıntılar yaşamak gibi belirgin tavırlar sergilemek olarak değerlendirilebilir.
Narsistik bireyler terapiye oldukça direnç gösterirler. Dolayısıyla uzun süreli terapiler ile uzman bir psikolog ya da psikiyatr tarafından ele alınarak psikoterapi yöntemi uygulanmalıdır. Terapi yöntemi olarak ise psikodinamik psikoterapi terapi, kullanılan terapi yöntemlerinden bir tanesidir. Bu terapi, çocuklukta oluşmuş yıkıcı ve çarpık düşünceleri, benlik algılarını ve duyguları değiştirerek daha gerçekçi özbenlik yarattığı için en etkili olan yöntemlerden biridir.
Narsistik kişilik bozukluğunun terapi süreci zorlayıcı olmaktadır. Ancak psikoterapötik ve psikanalitik yöntemlerle ilerleme kaydedilebilmektedir. Diğer bir terapi olarak grup terapileri de, bireylerin empati ve etkileşimi açısından gelişim gösterdikleri olumlu sonuçlar arasında yerini almaktadır. Narsistik bireyler genelde, yaşadıkları sıkıntıyı kabul etmedikleri için psikoloğa gitmeyi reddederler. Bu sebeple terapi süreçleri hakkında net bir zaman tahmininde bulunmak pek doğru olmayacaktır.
Narsistik bireyler, içinde çok fazla sahte kimlik barındırır. Bulunduğu ortam veya konuştuğu kişilere göre sahte maskeler takarak kişilik değiştirirler. Terapi süreci uzun süren bir bozukluk olması ile birlikte, ortalama iki ila dört yıl arasında iyileşme kaydedildiği görülebilir. Sahte kimliklerini konuşarak, değersizlik duygularını açığa çıkararak ve başkalarının onayına ne denli ihtiyaç duyduklarını göz önüne getirerek farkında olmalarını ve benliklerini bulmaları sağlanmalıdır. Kendisindeki bu durumu gördükçe düzelmeler gözle görülebilir bir hale gelebilmektedir. Terapi gören danışanın yakınları, partneri ve çevresindeki kişilerin de ona destek olması ve bu adımlarını takdir ettiğini söylemesi de, terapinin olumlu sonuçlar doğurmasını sağlayacaktır. Ancak terapinin motivasyonu dışardan gelen takdir değil, kişinin kendi isteği ve motivasyonu olmasıdır.
Uygulamaların ne derece etki edeceği çok ön görülemese bile, narsistik kişilik bozukluğuna sahip bir bireyin iyi olmasını sağlayacak tek şeyin kesinlikte psikoterapi sürecinin devam etmesi olduğunu söyleyebiliriz.
Narsistik kişilik bozukluğu görülen bireyler, psikolojik destek almaya ihtiyaçları olduğu halde destek almadıkları müddetçe yaşamları bundan olumsuz etkilenmektedir. Bireyler, iş hayatında, aile yaşantısında, sosyal çevresinde ve cinsel anlamda sorunlarının çok fazla olduğu bir yaşama sahiptir. Psikolojik destek alma süreci ne kadar ertelenirse yaşamlarındaki olumsuzluklar da bir o kadar sürecektir. Bu süreç ertelenmeden bir an önce harekete geçmeleri ve bir uzmandan yardım almaları önem teşkil etmektedir.
Narsistik kişilik bozukluğu olan bireylerin çevresinde bulunan, arkadaşlar, sosyal çevre ve aile gibi grupların, bu kişilere karşı farklı bir tutum sergilemesi gerekmektedir. Bu tutum ve davranışlar aşağıdaki gibi bir kaç madde halinde sıralanabilmektedir;
Narsist kişilere karşı olumlu veya olumsuz hissedilen tüm duygularınızı, duygu yoğunluğunuzun yükselmesini beklemeden, eleştirel dil ve suçlama kullanmadan nötr bir biçimde ifade ediniz. Ancak olumsuz duyguları saldırı olarak algılama eğilimleri yüksek olduğuna dikkat edilmelidir.
Narsistik kişilerin yakın çevresindeki bireylerin, bahsi geçen durumlara dikkat ederek onlara karşı belirli tavırlar takınması, söz konusu narsistik kişilere önemli fayda sağlayacak ve onlarla ilişkilenen kişilerin tükenmişliğini azaltacaktır.
Psikolog Özkan Yiğit İstanbul merkezli çalışma adresinde narsisistik kişilik bozukluğu terapisi yapmaktadır. Narsisistik kişilik bozukluğu ile ilgili bilgi ve randevu almak için bize ulaşın.
Bilimsel Kaynak: DSM-IV- TR
Yasal Uyarı: Bu yazı ile birlikte bu web sayfasındaki yazılı metinlerin tamamı tıbbi teşhis bilgisi, tıbbi tedavi bilgisi veya tıbbi önerme içermez. Psikoterapiye kabul için psikiyatri hekim yönlendirmesi talep edilebilir.
Narsisistik Kişilik Bozukluğunun Belirtileri Nelerdir? yazımızı da inceleyebilirsiniz.