Şiddet, taciz ve istismar kapalı kapılar arkasında yaşanan ve kişiyi birçok açıdan olumsuz yönden etkileyebilecek istenmeyen olaylar arasında yer alır. Hem fiziksel hem de psikolojik yansımaları olan bu travmatik durumlar, kişinin mevcut yaşamına olumsuz etkilerde bulunduğu gibi takip eden yıllarda da bu olumsuz etkilerini sürdürecek ve birbiriyle bağlantılı gibi görünmeyen konularda bile yaşamı olumsuz yönde etkilemeye devam edecektir. Bu sebeple kişinin yaşadığı bu durumla baş başa kalması ve giderek içerisinden çıkılmaz bir durumda olduğunu düşünmesi yerine, konunun uzmanından yardım alarak ele alınması daha doğru ve sağlıklı bir süreç başlatmanın ilk adımı olacaktır. Burada önemli olan istismarın ve travmanın kaynağını belirlemek, travmaya neden olan kişiyle yüzleşmek, yaşanan bu durumun kişide yarattığı olumsuz tepkilerin farkına varmak ve bu süreçleri mümkün olan en az hasarla atlatmasına yardımcı olmaya çalışmaktır.
Hiç kimseyle paylaşılmayan bu tip travmatik sırlar kişileri huzursuz edebilir ve yaşam kalitelerini ciddi ölçüde etkileyebilir. Bu travmalar bir profesyonel ile birlikte çalışılmalı, fail ile zihinde hesaplaşılmalı ve işlemlenmelidir.
Cinsel istismar, kişinin cinsiyetinden bağımsız olarak bir kişinin isteği dışında cinsel saldırıya maruz kalması olarak tanımlanabilir. Sözlü taciz, teşhircilik, tecavüz, sosyal medya üzerinden yazılı taciz gibi saldırıların hepsi cinsel istismar kapsamında değerlendirilir. Cinsel istismarda fiziksel saldırı öğesine işaret eden en az bir eylem bulunur ve kişinin vücut bütünlüğü bu istismar neticesinde bozulabilir. Kadınlar kadar erkekler, çocuklar ve yaşlılar da cinsel saldırıya maruz kalmaktadır. Cinsel istismarın tüm kapsamıyla ne olduğu günümüzde hala tartışılan bir konu olmasına rağmen, esasında kişi kendini karşıdan gelen bir eylem konusunda rahatsız hissediyor ve bu psikolojik olarak problemler yaratıp tepki vermesine yol açıyorsa bunu cinsel istismar kabul edebiliriz.
Duygusal istismar, bir kişinin başka bir kişiye küçük düşürecek, utandıracak, özgüvenini zedeleyecek şekilde davranması olarak tanımlanabilir. Bireyler yaşları, konumları ve cinsiyetlerinden bağımsız olarak duygusal istismara maruz kalabilirler. Kişi, kendi dışında biri tarafından yetersiz, başarısız ve değersiz hissettirilebilir ve bu yaklaşımlar planlı ve düzenli olarak uygulanıyor olabilir. Bu durumda fiziksel şiddet olmamasına rağmen duygusal açıdan yıkıcı bir süreç deneyimlenir ve duygusal istismar kişiye fiziksel bir zarar vermese de duygusal olarak yıpranmak yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir ve bazı psikolojik problemler yaşamasına sebep olabilir.
Fiziksel şiddet ve duygusal şiddet bir arada olabileceği gibi ayrı ayrı da ortaya çıkabilir. Birçok durumda fiziksel şiddetin olduğu yerde duygusal şiddet de bulunur. Ebeveynlerin çocuklarını baskı altına alması, eşlerin birbirine sözlü şiddet uygulaması ya da akranlar arasında dalga geçme gibi davranışlar duygusal şiddet kapsamında değerlendirilebilir. Dayak ve cinsel saldırı ise fiziksel şiddetin en yaygın örnekleridir. Duygusal şiddetin var olduğu her örnekte fiziksel şiddet bulunmayabilir; ancak fiziksel şiddet bulunuyorsa, duygusal şiddetin de bulunduğundan büyük ölçüde emin olabiliriz. Fiziksel şiddet görmek, şiddeti yaşayan kişiye çok daha somut bir örnek olarak gelirken ve yaşadığı durumun olumsuz sonuçlarından daha net bir şekilde emin olabiliyorken, duygusal şiddete maruz kalan bir kişi bu durumu görmezden gelme ve kendine inkar etme eğilimi içerisinde olabilir. Giderek bu durumu normalleştirebilir ve yaşadığı sıkıntılar ile bir bağlantı kuramayabilir. Bu sebeple duygusal şiddete maruz kalan bir kişinin terapiste başvurma süreci fiziksel şiddet yaşayan bir kişiye göre daha geç görülmektedir.
Cinsel istismara maruz kalan bir kişi, ilk aşamada kendisini suçlar. Cinsel istismar olayı yaşanmadan önce gerçekleşen her bir durumun olağanlığını sorgular ve her bir davranışının tam tersini yapsa idi, bunun başına gelmemiş olabileceği düşüncesi çevresinde dolaşarak kendisini daha da baskı altına sokar. Saldırıya uğrayan kişinin cinsel travmayla başa çıkması için en kısa sürede psikolojik yardım alması gerekir. Profesyonel yardıma ek olarak aileden ve arkadaşlardan gelecek olan destek de cinsel travmanın atlatılmasına yardımcı olacaktır. Bu noktada önemli olan travma yaşayan kişiye ihtiyaç duyduğu alanı ve zamanı vermek olacaktır. Aynı zamanda kişinin konu istismar, şiddet, taciz ne olursa olsun, kendi isteği ile terapi almak istemesi önemli bir adımdır ve kişinin çevresi de bu konuda destekçi olmalıdır.
Birçok durumda taciz, şiddet ya da istismar sonrasında gelişen travmanın çözümü için profesyonel yardım almak faydalı olur. Yaşanan istismar ya da şiddet olayı sonrasında kişi kendisini suçlamaya devam ettikçe ya da süreç halen devam ediyorsa bu durumun içerisinde kaldıkça, zamanla kendisini ve içinde bulunduğu durumu olduğundan daha çıkmazda görecek ve bu da daha derin bir çaresizlik hissi yaşamasına sebep olacaktır. Bu durum terapi sürecinin de uzamasına, istismar ve şiddet dışında farklı konuların da terapi sürecine dahil olmasına sebep olacaktır.
Özellikle taciz ve istismar vakaları ile çalışma konusunda deneyimli uzman psikologlar, mağduru anlayarak sürecin doğru bir şekilde yönetilmesine ve terapilerle kişinin bu süreci atlatmasına ve normal hayatına dönüş sürecine yardımcı olmaktadırlar.
EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme), travma yaşayan kişilere uygulanan en etkili terapi yöntemleri arasında yer alır. EMDR terapisinin amacı, travma kaynaklı olumsuz etkiler karşısında duyarsızlaştırma sağlayarak bu travmanın olumlu olarak yeniden işlenmesidir.
Aynı zamanda travma terapi yöntemi olarak, beden odaklı terapiler, somatik deneyimleme, psikodinamik terapi, gestalt terapi, duygu odaklı terapi, bilişsel davranışçı terapi yöntemleri de kullanılmaktadır.
Kişinin yaşanan durumu zihinde işlemlemesini sağlamak, kendini suçlama eğilimini zaman içerisinde gidermek ve bu olumsuz yaşantı sürecini çözüm odaklı olarak yürütmek ancak psikoterapi ile mümkün olacaktır.
Psikolojik Travma EMDR Psikoterapisi yazımızı da inceleyebilirsiniz.
TSSB olarak da bilinen, şiddet, taciz ya da istismar olayı sonrasında yaşanan travmaya bağlı olarak, travma sonrası stres bozukluğu yaşayan kişiler, iyileşme süreçlerinde profesyonel yardım almalıdır. Travmatik bir olaya maruz kalan kişi, yaşadığı travma sonrasında normal yaşamına dönmesi için ihtiyaç duyduğu terapiye erişmelidir. Düzenli terapiler ile konunun profesyonelce işlenmesi kişinin sorununun çözümüne yönelik olumlu etkileri de beraberinde getirecektir.
Terapi, tacize veya istismara maruz kalan kişinin duygularını açığa vurmasına yardımcı olur. Uzman bir psikologdan alacağınız danışmanlık ve terapi süreçleri, mağdura konuşması ve yaşadığı travmaları açması için güvenli bir ortam sunar. Uzman psikolog ile gerçekleştirilecek terapi seansları, psikolojik travma yaşayan kişinin iyileşme sürecine katkıda bulunur. Travma sonrasında eğer kişi terapi almaz ise, bu problemleri kendi kendine çözümlemesi mümkün olmayacağından hayatı ile ilgili bir çok potansiyellerini ortaya koyamaz, özgüven problemleri, değersizlik ve yoğun suçluluk duyguları ile kendi başına mücadele etmek durumunda kalır ve bu durum kişinin yaşam ile bağlarını azaltacağından beden enerjisini oldukça düşürür.
Taciz, şiddet ve istismar gibi travmalar kişinin günlük yaşamında büyük etkiler bırakır. Mağdurlar günlük yaşamlarını idame ettirmekte zorlanır. Aynı zamanda travma mağdurları, yaşadıkları olay sonrasında ciddi bir psikolojik bunalım yaşayabilirler. Günlük olağan olarak yaşanabilecek her türlü durumda aşırı tepki verirler ve diğer insanlardan kaçma, içe kapanma eğilimi gösterirler. Bu durum da giderek kendilerini daha yalnız hissetmelerine sebep olabilir, iş yaşamları ve kariyerleri bu durumdan oldukça etkilenebilir. Bu noktada mağdurun hem profesyonel yardım alması hem de yakın çevresinden destek görmesi sürecin profesyonel olarak ve çözüm odaklı yönetilebilmesinde oldukça önemli bir rol oynamaktadır.
Psikolojik sıkıntılar yaşadığınızı düşünüyor ve bu konuda bir çözüm arıyorsanızOnline Randevu sayfamızı inceleyerek randevu talebinizi oluşturabilirsiniz.
Tacize uğrayan bir kişi oldukça hassas bir dönemden geçecektir. Bu sürecin ne kadar süreceğini kestirmek zor olduğu gibi, kişide ani olarak görülebilecek ruhsal değişimler de durumun çözüldüğü hissi uyandırabilir ve daha sonrasında daha sert tepkilerle geri döndüğü gözlemlenebilir. Bu nedenle bu kişiye yaklaşırken dikkatli olmak ve hassas ruh halini en doğru şekilde ele almak gerekir. Önemli olan nokta, taciz yaşayan kişiye iyileşmesi için ihtiyaç duyduğu tüm araçları sağlamak olacaktır. Terapiye ek olarak bu kişilere zaman tanımak, yaşanan travmanın etkilerini azaltmaya yardımcı olacaktır. Pek çok taciz ya da şiddet mağduru kişi, konuyu farklı insanlarla paylaşmak istemediğinden ya da çevresi bu paylaşıma engel olduğundan psikolojik destek almak istememektedir. Ancak eğer çevrenizde böyle bir kişi var ise kendisine psikoterapi için destek olabilir, terapi alması için yönlendirebilir ve bunun olağan bir süreç olduğunu ve iyileşmeye yönelik olumlu bir adım olacağını söyleyerek, anlaşıldığı hissini yaratabilirsiniz.