Hayatımızın belli başlı dönemlerinde hemen hemen hepimiz özgüvenimizle ilgili sorgulamalara girişebiliriz. Bu, yeni çalışmaya başladığımız bir işyerinde kendimizi kanıtlama ya da alışma sürecindeyken veya farklı insanlarla tanışacağımız bir ortama girerken hissettiklerimizin yansıması olabileceği gibi çocukluktan itibaren bu anlamda süregelen birtakım duygularımızdan da ileri geliyor olabilir. Bazen “Özgüven nedir, özgüven eksikliği nasıl tanımlanır?” gibi sorular aklımıza gelebilir. Zaman zaman böyle hissetmek her ne kadar normal olsa da uzun süredir bu anlamda bazı sorgulamalar içindeysek; bu durum, özgüven yani benlik saygısı açısından sahip olduğumuz duyguları veya düşünceleri daha derinlikli biçimde ele almamız gerektiğinin önemli bir sinyalidir.
Özgüven esasen kişinin kendisiyle kurduğu bağla yani kendisini değerlendirme biçimiyle yakından ilişkilidir. Eğer kişi kendine inanıyorsa, yetenekleriyle ilgili gerçekçi ve olumlu bir yaklaşıma sahipse, fiziksel ve psikolojik açıdan kendisini objektif değerlendirebiliyorsa, kendisinden genel olarak memnun ve hoşnutsa, bu kişinin özgüveni yüksek bir kişi olduğundan bahsedebiliriz. Halk arasında sıklıkla başkalarıyla ilgili yorumlar yapılırken, “Hiç özgüveni yok” gibi yorumlarla karşılaşırız. Ancak aslında bu yorumlar geçerliliği olan yorumlar değildir. Herkesin belirli bir seviyede özgüveni vardır. Burada ayrıştırıcı nokta, “yüksek özgüven” veya “düşük özgüven” gibi farklılıklardır.
Özgüven eksikliği çoğunlukla kişinin kendisini aşağıda diğer insanları yukarıda algılaması gibi zihinsel bir illüzyonla da ilintilidir. Kişi mükemmeliyetçi bir karaktere sahipse ve bu nedenle kendisine çok yüksek hedefler koyuyorsa ancak bu hedefler gerçeklikten uzak veya sürdürülebilir hedefler değilse, bu durum kişide yetersizlik hisleriyle birlikte özdeğer çatışması yaratır ve bu gerçekçi olmayan hedeflere ulaşılamadıkça özgüven de düşer. Öte yandan, ilişki veya evlilik içinde çiftler birbirlerinin özgüvenini düşürebilirler. Aile içinde de ebeveynlerin çocuklarının özgüvenini düşürdüğü veya kardeşlerin birbirinin özgüvenini olumsuz yönde etkilediği durumlarla karşılaşılabiliyor.
Özgüveni yaratmanın ve yükseltmenin belli başlı psikodinamikleri olduğu gibi, düşürmenin de birçok psikodinamik nedeninin bulunduğu söylenebilir. Kişilerin yaşamlarında farklı kimlikleri ve bu kimliklerine bağlı rolleri vardır. Örneğin; bir kişinin “iş kimliğinde” özgüveni çok yüksekken, “sevgili kimliğinde “ özgüveni çok düşük olabilir yani kişiler hayatlarında bazen sadece kısıtlı alanlarda da özgüven sorunu yaşayabilirler.
Özgüveni yüksek kişiler, yaşamdaki sıkıntılarla başa çıkma noktasında genellikle daha güçlü durabilir ve sorunlara daha realist bir yaklaşımla çözüm bulmaya çalışabilirler. Bu kişiler, kendilerine duydukları güven ve saygı dolayısıyla mutluluğu hak ettiklerini düşünerek yaşamlarındaki olumlu ve olumsuz tüm durumlarda enerjisi yüksek ve çözüm odaklı bireyler olmaya yatkındırlar. Eğer kişinin özgüven eksikliği varsa;
Onay Bağımlılığı yazımızı da inceleyebilirsiniz.
Aslında özgüven eksikliğinin pek çok nedeni olabilir. Örneğin;
Kuşkuculuk ve Kötüye Kullanılma Hassasiyeti yazımızı da inceleyebilirsiniz.
İnsanların bir konuda gerçek kapasitelerini ortaya koyabilmeleri için bazen zamana, bazen yeterince yetkinlik geliştirmeye, bazen de çevresel değişikliklere ihtiyaçları olabilir. Doğru alanda konulacak gerçekçi, kişisel, sürekliliği olan ve kapsayıcı hedefler, motivasyonu artırmakla birlikte özgüveni de yükseltir. Özgüveni düşük kişiler çoğunlukla kendileriyle ilgili taşıdıkları bu duygu ve düşüncelerin kalıcı olduğu yanılgısına kapılırlar ancak esasında bu kişiler bir uzmandan destek aldıklarında özgüven eksikliği sorununu giderebilirler.
Özgüven eksikliğine yönelik terapilerde çözüm dinamikleri geliştirmek üzere çalışmalar uygulanır. Örneğin; eğer kişi “Topluluk önünde konuşamam” diye düşünüyorsa, o düşüncenin yerine “Topluluk önünde konuşmayı öğrenebilirim” ve “Bunun için hitabet ve sunum yeteneğimi geliştirmeye ihtiyacım var, bu yetkinlikleri 6 aylık bir zaman dilimi içerisinde geliştirebilirim..” gibi bir düşünceyi koyabilmek için gerektiğinde bilinçaltına inme yöntemleri de kullanılabilir. Özgüven eksikliğinin terapisinde genel olarak bilişsel davranışçı ve şema terapileri, hipnoz/hipnoanalitik terapiler, psikanalitik ve psikodinamik terapileri uygulanmaktadır.
Özgüven eksikliği için psikolog araştırıyorsanız bu sorundan kurtulmak için Psikolog Özkan Yiğit’e ulaşabilirsiniz.
Yasal Uyarı: Bu yazı ile birlikte bu web sayfasındaki yazılı metinlerin tamamı tıbbi teşhis bilgisi, tıbbi tedavi bilgisi veya tıbbi önerme içermez. Psikoterapiye kabul için psikiyatri hekim yönlendirmesi talep edilebilir.