Kuşkuculuk ve Kötüye Kullanılma Hassasiyeti

Kuşkuculuk ve kötüye kullanılma hassasiyeti olan kişiler, hayatlarında olan insanların kendisini kandıracağı, aldatacağı ya da kötüye kullanacağı fikrindedirler. Sürekli olarak kendilerini koruma altına alma ihtiyacı duyarlar. İlişkilerini test ederler. İnsanlarla yakınlaşmaktan, bağ kurmaktan korkarlar.

Çocukluk çağında yaşanan, fiziki, cinsel ya da sözel tacizler, kişinin ilerleyen yaşamında karşıdaki kişi tarafından kullanılacağı, iyi niyetinden faydalanılacağı hissini doğurur, bu da kişinin başka kişilere güven duymasını zorlaştırır. Sürekli olarak karşısındaki insanlardan kuşku duyarlar. Bunun yanı sıra özellikle küçük yaşlarda yaşanan ani kayıplar, yetişkinlik döneminde herkesin aniden gidebileceği, terk edebileceği duygusunu yaratarak kişinin yine güven sorunu yaşamasına ve sürekli olarak tetikte olmasına sebep olabilir. Çocukluk döneminde ev içerisinde aile bireyleri ile güven odaklı bir ilişki olmadığında, kandırma ve yalan üzerine kurulan ilişkiler yoğun olduğunda ya da kişi takdir görmediği ve sürekli eleştirildiği bir ortam içerisinde büyüdüğünde aynı güvensizliği sürekli olarak diğer ilişkilerinden de beklerler.

Bu hassasiyette sahip bireyler çoğunlukla kendilerini aldatan, fiziki, cinsel ya da sözel olarak kötü ve zorlayıcı davranan, iyi niyetlerinden yararlanan, eleştirel, değersiz hissettiren eş/partner seçmektedir. Hatta iyi bir ilişki içerisindeyken bile, bu ilişkiyi kötüye çevirmeye yönelik tutumlar sergileyebilirler.

Kuşkuculuk ve kötüye kullanılma hassasiyeti olanlar, çoğunlukla çocukluklarında duygusal, fiziksel istismar ya da tacize uğramış bireyler olduğu için mutlaka bir uzmanın desteğini almaları onların durumu çok daha sağlıklı ve başarılı bir şekilde atlatmalarını sağlayacaktır. Unutulmamalıdır ki, geçmişte yaşanan olaylar kendilerinin suçu değil, bunlardan ve yardım almaktan utanılmamalıdır. Sevgiye, güvene ve saygıya dayalı ilişkiler onların da hakkıdır ve zorlu bir süreç olsa da istenen bu yaşama ulaşılması elbette mümkündür.

Kuşkuculuk ve Kötüye Kullanılma

Kuşkuculuk, insanlar için başkalarına farklı gözle bakma, onlara güvenmeme, onların kendisini aldatacağı, yalan söyleyeceği vb. düşüncelere kapılmasıdır. Herkesin kendisine karşı farklı işler peşinde olduğunu ve bu düşünceleri ile çevresindekilerin tamamı hakkında kuşku duydukları bir bakış açısıdır. Bu bağlamda sosyal çevre ile ilişkiler konusunda büyük sıkıntı yaşayan bu kişiler kuşkucu veya şüpheci olarak adlandırılır.

Kuşkuculuğun farklı evreleri olmakla birlikte en hafif evresi etraftaki insanların kendisinden birçok şeyi sakladığını düşünmeleridir. Bununla birlikte kuşkuculuğun en şiddetli tarafı ise çevresindeki insanlara karşı kendisine zarar vereceği, taciz edecekleri vb. aşırı düşünceler ve duygular beslenmesidir. Bu çerçevede bu bireyler sosyal çevrelerinde önemli sıkıntılar yaşadıkları gibi diğer insanlarla yakın ilişki kurmak konusunda da önemli sıkıntılar yaşarlar.

Yakın ilişki konusunda yaşanan sıkıntı kuşkucu insanın beyninde oluşan bu olumsuz düşüncelerden kaynaklanır. Bu bağlamda bu kişiler kendilerine ait özel düşünceleri başkalarından saklarlar ve asosyal bir yapıya sahiptirler. Bu sayede kendilerini daha güvende hissederler. Ayrıca karşı taraftaki insanlar kendisini kandıracağından her zaman şüphe ettikleri için her zaman tedbir almaları gerektiği hisleriyle karşı tarafı kontrol etme çabası içerisine girerler. 

Kuşkuculuk ve Kötüye Kullanılma Hassasiyeti

Kuşkucu Kişinin Davranışları

Kuşkucu kişiler davranışlarında da bu durumunu belli ederler. Bu bağlamda ilk olarak diğer insanların kendisini kullandıklarını ve ilk fırsatta onu aldatacaklarını, nankörlük edeceklerini düşünür. Bunun yanında kendisiyle ilgili de eleştiri ortaya koyarak diğer insanlar tarafından kandırılmayı hak ettiğini düşünebilir. Bir diğer davranış özelliği ise devamlı diğer insanlarla kendisini kıyas etmesidir. Bu önemli bir çaresizliği de beraberinde getirir. Yine cinsel yaşamları konusunda sıkıntı yaşar ve başta cinsel isteksizlik başta olmak üzere çeşitli cinsel işlev bozuklukları görülebilir. 

Kuşkucu insan diğer insanların bulunduğu ortama girerken gergindir, asabidir. Aklındaki düşünceler o insanların kendisini aşağıladığı ve hor gördüğü yönündedir. Ayrıca diğer insanlardan çekinen bir yapıya sahip olan kuşkucu insan mücadele ruhunu kaybetmiştir ve çabuk boyun eğen bir yapıya sahiptir. Başına gelen herhangi bir olumsuzluk sonucunda diğer insanların bununla ilgili eğlendiğini ve bundan zevk aldığını düşünür. Bir diğer önemli davranış ise insanların kendilerini kullanmalarına izin vermeleridir. Çünkü bu sayede hem çaresizlik düşünceleri beslenir hem de yalnız kalmaktan kurtulduklarına inanırlar.

Kuşkucu Kişinin Cinsel Yaşamı

Kuşkucu kişinin cinsel yaşamı iki farklı tarzda kendini gösterebilmektedir. 

Birincisi sürekli aldatılacağı şüphesinden kaynaklı olarak kıskançlık ile kendini gösteren davranışlardır. Burada aldatılma korkusu aslında bireyin kendi aldatma isteğini baskılama ihtiyacı sebebiyle ortaya çıkan bir bakış açısıdır. Eşinin tüm davranışlarında kendisini aldattığına dair ipuçları bulmaya çalışır ve bunlar gerçekmiş gibi suçlamalarda bulunur, bu şekilde de kendisinde baskıladığı arzuların suçluluğundan kurtulmaya çalışır. Ancak bu kıskançlık davranışları eşlerine karşı baskıcı olmalarına sebep olur. 

Diğer davranış şeklindeyse, bireyin sürekli diğer insanların kendisine zarar vereceği, kötülük yapacağı düşüncesinden kaynaklı kendilerini korumak için cinsel hazdan ve ilişkilerden kaçınma şeklinde kendini gösterebilir. Kendilerini eşlerine bırakamaz, cinsel partner bulma ya da yakınlaşma aşamasında kendilerini uzaklaştırırlar. Her iki şekilde de bireylerin cinsel yaşamları sıkıntılı olabilir. 

Psikolojik Travma Nedir yazımıza da göz atabilirsiniz.

Kuşkuculuğa Yol Açan Sebepler

Kuşkuculuğa yol açan faktörleri belirlemek için geçmişe yolculuk etmek ve hatta çocukluk yıllarına kadar inmek gerekir. Küçüklükten itibaren çevrenin etkisiyle yaşanan olumsuzluklar kuşkuculuğun gelişmesi için etkili olmuş olabilir. Bu bağlamda anne ve babanın çocuk üzerinde kurdukları baskı, aşırı kontrolcülük ve olumsuz hareketleri, anne ve babanın şüpheci yaklaşımlarda bulunması, ailede görülen fiziksel şiddet, cinsel tacize maruz kalmak ya da buna tanıklık etmek gibi olumsuzluklar sonraki yıllarda şüpheciliğe yol açan önemli sebeplerdir.

Bunlarla birlikte yine aile içinde yaşanan güvensizlik duygusu, özgüveni eksik bir birey olarak yetiştirilmek, çocuk yaşta verilen sözlerin tutulmaması, çocuklukta aile içinde kendisiyle sürekli alay edilmesi,  yalan ifadelerle sıklıkla karşılaşma ve çocukluk yaşantısında devamlı olarak cezalarla korkutulmak kuşkucu bir birey olunmasına yol açabilir. Bu ve benzeri sebepleri çok daha fazla artırmak mümkün. Buradan şunu anlıyoruz ki şüpheciliğin temelleri bireylerin özellikle çocukluk yıllarında yaşadıkları ve özellikle aile içi yaşanan olumsuz davranışlara dayanmaktadır. 

Paranoid şizofreni tanılı kişi veya kişilerin bulunduğu aile sistemleri içerisinde herhangi bir psikiyatrik tanısı olmayan diğer aile üyelerinin de kuşkucu düşünce, duygu ve davranış biçimlerine sahip olabildikleri gözlenmektedir. 

Kuşkuculuk ve Sosyal Çevre

Kuşkucu bireylerin sosyal çevreleri ile kurdukları ilişkiler de her zaman kuşkucu düşünceler üzerine inşa edilir. Bu bağlamda ilişki kurulan insanların her an için kendisini aldatıcı veya acı çektirici bir davranış içerisinde bulunabileceği konusunda düşüncelere kapılır. En önemli problem ise sağlıklı ve güven faktörüne dayalı bir ilişki kurulmasının zorluğudur. Her şeyden ve herkesten şüphe eden şüpheci kişi güven duygusunun ne anlama geldiği konusunda son derece bilgisizdir. İstese de güvenli bir bağlanma yapamaz. İnsanlarla olan diğer ilişkilerinde her zaman asabiyet, gerginlik ve kontrolcülük ön plandadır. İlişki kurulan kişi hakkında her zaman şüpheci düşünceler ve yaklaşımlar ortaya konur. Çevresindeki insanlar kendisiyle alakalı mutlaka bir çıkarı olduğu düşünülür ve bu çıkarın peşinde giden çıkarcı biri olarak görülür. 

Bu ilişki düzeni kuşkucu insan için hem yorucu hem de ruh sağlığı açısından son derece sıkıntılı bir durumdur. Özellikle ailesi ve eşiyle birlikte yaşayan kişilerin kuşkucu davranışları önemli ailevi problemlere sebep olur. En rahat olması gereken yer olan aile içerisinde son derece rahatsız ve gergin olan kişi devamlı bir huzursuzluk kaynağıdır. Bu bağlamda bu kişilerin terapi almaları ve kuşkuculuk düşüncelerini uzman bir terapistle çalışmaları önemlidir. 

Kuşkuculuk Şeması Nedir?

Şemalar insan beyninde var olan duyum, his-duygu ve düşüncelerden oluşan, insan davranışlarını belirleyen olgular olarak bilinir. Kuşkuculuk şeması ise insanların diğer insanlara karşı güven duygusunun olmadığı ve herkese şüpheyle yaklaştığı zihindeki bir şemayı ifade eder. Bu şemanın bir kimsede bulunması çevresindeki diğer insanlara karşı güvensizlik, şüphecilik duygu ve düşünceleri olduğunu gösterir.

Bu bağlamda kuşkuculuk şemasına sahip olan kimse kendisine karşı yapılan bütün olumsuzlukların bilerek ve isteyerek yapıldığını düşünür ve çoğunlukla kendisine karşı yapılan olumlu yaklaşımları da olumsuz zarar verici yaklaşım gibi değerlendirmeye yatkındır. Bundaki amacın kendisinden intikam almak olduğunu ve kendisini aldatmak olduğu düşüncesindedir. Bu çerçevede kuşkuculuk şemasının yönetilebilmesi ve farklı psikolojik-ilişkisel problemlere yol açmadan çözüme ulaştırılması gerekir.

Kuşkuculuğa Karşı Alınabilecek Önlemler

Kuşkuculuğa karşı farklı önlemler alınabilir mi? bu düşüncelerden tamamen kurtulmak mümkün mü? Buna net bir şekilde cevap vermek gerekirse beyinde yer alan kuşkucu düşüncelerin yaşam sürecinde hayatımıza etkisini en aza indirmek mümkündür. Dolayısıyla çoğu çocukluk ve ergenlik dönemlerinde travmatik yaşantılarla birlikte meydana gelen bu düşünceleri daha yönetilebilir ve kişiyi etkilemesini daha az hale getirilebilir kılmak mümkündür.

Bununla birlikte bu düşüncelerin hissettirdiği duyguların işlemlenmesi mümkün olsa da kuşkuculuğa sebebiyet veren travmatik yaşantıların hatırlanması sürecek fakat bu anımsamalar kişiyi rahatsız etmeyecek ve yaşamının akışını etkileyecek durumlar yaratmayacaktır. Benzer olaylarla karşılaşıldığında farklı alternatif tepkiler vermek mümkün olacaktır. Bu sayede olumsuz yaşantıların duygusal izlerini üzerimizden atmak ve onlarla yaşamayı öğrenmek, insanlara karşı abartılı şüpheci görüşleri törpülemek mümkün olacaktır.

İnsanlar hata yaptığında daha az cezalandırıcı olmak, kişinin kendisini suçlamaya yönelik olan görüşlerini sonlandırması, kişinin taciz ve zorbalık davranışlarına karşı çaresiz olduğu görüşünü değiştirmesi ve diğer insanların kötü niyetli, manipülatif ve samimiyetsiz olduklarına dair uçlaşmış olan düşüncelerini sonlandırılması kuşkuculuğa karşı alınabilecek önlemlerden bazılarıdır. 

Kuşkuculuğun Terapi Yöntemleri

Kuşkucu davranışların terapi sürecinin yönetilmesi için terapist ile danışan arasındaki ilişkinin tamamiyle dürüst ve içten olması gerekir. Düzenli olarak danışan ile terapist arasında güven ve yakınlık üzerine sorular sormak, terapiste karşı olumsuz duyguları tartışmak oldukça önemlidir. 

İnsanlara güven konusunda siyah ve beyaz gibi uçlaşmış şekilde bulunan düşünce kalıplarının ele alınması ve gerçek yaşantılar üzerinden değerlendirilmesi ve gri alanlar yaratılması terapide önemli bir yer tutar.  Bu düşüncelerin çalışılabilmesi için de güvenli bağlanılacak terapistin yönlendirmelerine ihtiyaç duyulduğu için duygu mühürlenmelerini de içeren bu düşünceleri terapötik ilişkisel bağlamda çalışmak önemlidir. Güven ilişkisi kurulana kadar gerekirse yaşantısal çalışmalar bir süre ertelenebilir. 

 Sosyal çevremizde herkesin düşünüldüğü gibi kötü niyetli olmadığını evet bu şekilde olan insanlar olduğu gibi iyi niyetli ve yardımsever insanların da olduğu konusunda yeni dönüştürücü duygusal deneyim ortamlarını terapi içerisinde yaratmak iyileştirici etkiye sahiptir.  

Yine kuşkucu düşünce gereği akla gelen kandırılmak, aldatılmak, zarara uğratılmak gibi olumsuzlukların her insanın başına gelebileceği ve bunlarla baş etme yollarının var olduğu konusunda zihinde olumlu yeni düşünce kalıpları yaratmak kuşkucu düşüncenin daha kolay giderilmesini sağlar. Bu konuda Aktarım odaklı psikoterapi, Psikodinamik psikoterapi, şema terapi, psikanalitik psikoterapi, geştalt terapi, bütüncül psikoterapiler ile çalışılabilir. 

Kuşkuculuk Terapileri

Kuşkuculuk konusunda çözüme ulaşmak için alınan terapilerin temel amacı bütün insanların güvenilir olmasa da çevremizde birçok güvenilir ve iyi niyetli insanların varlığına dair kişiye yeni dönüştürücü deneyimler kazandırılmasıdır. Bunu kabullenmek ve buna uygun davranışlarda bulunmak kuşkuculuk terapisinden alınan sonucu da ortaya koyacaktır. Ayrıca yine kötü niyetli olarak tanımlanan kişilerin uçlaşmış kötücül değerlendirilmesinden ziyade doğru değerlendirilebilme yetisinin terapide kazandırılabilmesi hedeflenir. 

Kuşkuculuk için alınan terapiyle birlikte kişi güvenilir ve güvenilmez insanları ayırt edebilme yetisine sahip olur. Beynindeki kuşkucu düşünceler daha sağlıklı ve gerçekliğe uygun düşüncelerle değişir ve bu düşüncelerin daha kolay bir şekilde kontrol edilmesi sağlanır. Bu sayede kendine daha öz güvenli ve çevresine sağlıklı bir şekilde bağlanan, güvenli ilişkilenebilen bir birey haline gelir.

Blog - Psikoloji